12 Mayıs 2010 Çarşamba

HRİSTİYANLIĞIN İNANÇ ESASLARI

a. Hristiyanların Belli Başlı inanç esasları

1. Allah’a İman
Hristiyanlık, genellikle tek Tanrıya inanan dinler arasında zikredilir. Hristiyanlığın isnad ettiği Eski Ahid’de titiz bir şekilde üzerinde durulan Tevhid inancı, muhitin etkisinde kalan Hristiyanlıkta Tevhid’e aykırı bir şekle girmiştir.
Hristiyan kredosu şöyle başlar: “Ben, Kâdir – i mutlak, gökleri ve yeri yaratan Baba Tanrı’ya ve Ruhü’l – Kudüs’ten çıkıp, bâkire Meryem’den doğan onun biricik oğlu Rabbimiz (efendimiz) Îsâ Mesih’e inandım”, mensuplarınca belirtildiği üzere Hristiyanlık, Tanrılığına inanılan Îsâ üzerinde temerküz eden, odaklaşan bir dindir. Kredo (âmentü)lerinden de anlaşıldığı gibi Tanrı hakkındaki bu inançları, tanrısal mahiyetin bedenleşmesi (tecessüd, incasnation), üç şahısta tezahürü (teslis, trinite), insanları günahtan kurtarması için kendisini feda etmesi (fidâ, tekfîr, redemption) ve O’nun insanları hesaba çekmesi (âhiret, fugement dernier) hususlarını ihtiva eder.
Hristiyanlıkta inanç esasları üzerinde asırlardır tartışmalar yapılmaktadır. Bir kimsenin Hristiyanlığa girişi, vaftiz ve iman ikrariyle olur. İman ikrarına giren esaslar, Hristiyan kutsal kitabında açık olarak yer almaz. Bu esaslar, ilk Havariler Konsilinden başlayarak özellikle 4. ve 5. yüzyıllardaki konsillerde tespit edilmiştir.
IV. Yüzyıla ait üç bölümlü, on iki maddeli bir Havariler İnanç Sistemi şu şekildedir:
I. 1 – Ben, Tanrı’ya, kudretli Baba’ya,
II. 2 – ve O’nun biricik Oğlu Rab Îsâ’ya,
3 – Bâkire Meryem ve Kutsal Ruh’tan doğmuş olduğuna,
4 – Pilatus zamanında çarmıha gerilmiş ve gömülmüş olduğuna,
5 – Üçüncü gün ölüler arasından dirilmiş olduğuna,
6 – Göklere yükselmiş olduğuna,
7 – Babanın sağında oturmuş olduğuna,
8 – Oradan ölüleri ve dirileri yargılamak üzere ineceğine,
III. 9 – Ve Kutsal Ruh’a,
10 - Kutsal Kilise’ye,
11 – Günahlarının bağışlanacağına,
12 – Bedenin dirileceğine, inanırım.
Yukarıda sıralanan on iki madde, üç bölüme ayrılabilmektedir. Bunlardan ilki Tanrı, ikincisi Îsâ, üçüncüsü de Kutsal Ruh’la, dolayısıyla Kilise ile ilgilidir. Bundan dolayı Hristiyan inançları, teslisin üç maddesi etrafında kümelenmektedir.

1. Peygamberlere İman
Hristiyanlar, peygamberlere imanı prensip olarak kabul ederler. Eski ve yeni Ahit’te geçen (Tevrat ve İncil) bütün peygamberlere inanırlar. Bunların dışında Kutsal Ruh’un bazı şahıslara Tanrı’dan vahiy ve ilham getirebileceğine de inanırlar.
Hz. Îsâ’nın Meryem’e “Kutsal Ruh” vasıtasıyla getirilip, Meryem’in babasız hamile kaldığı hakkındaki İncil haberleri (Matta, I, 18) ve vaftizde “Allah’ın ruhunun güvercin gibi inip üzerine geldiğini gördü ve işte göklerden bir ses dedi: Sevgili oğlum budur, ondan razıyım” (Matta III, 16 – 17) “Sen Allah’ın Oğlu isen”, (Matta, IV, 3 – 6 ) ve yine bazı Havarilerin ona uluhiyet atfetmesi ve ölümden dirildiği haberleri bazı mezheplerin Îsâ’yı tanrısal varlık olarak görmelerine ve yorumlamalarına sebep olmuştur.
Hz. Îsâ (a.s.) üç İncil’de nakledilen sözlerinde, uluhiyet veya nübüvvetine (Tanrı’nın Oğlu olduğuna) delil olabilecek hiçbir söz söylememiştir. Fakata nasıl olduysa Hristiyanlık, Tevhid’den teslise, Îsâ risaletten uluhiyete çıkarıldı ve risaletinin evrensel olduğu iddia edildi.
Kur`an - ı Kerim bir çok ayetinde Hz. Îsâ’nın Allah’ın kulu ve resûlü olduğunu bildirir. O’nun sadece İsrailoğullarına gönderildiğini tasrih eder.

2. Ahirete İman
Hristiyanlıkta âhiret inancı iman esaslarındandır. Hz. Îsâ’nın mesajında “âhiret” mefhumu ele alınırken, “Allah’ın hükümranlığı” kavramı ile sıkça karşılaşılır. İnciller’de çokça kullanılan bu kavram Allah’ın mutlak hakim oluşunu ifade etmektedir. Onun hakimiyeti, tabii olarak bu dünyayı ve gökleri kapladığı gibi, bu dünyanın sonunu ve gelecek dünyayı, ahireti de kaplamaktadır. O’nun bu saltanatı zamanın ve mekanın üzerindedir.
Hristiyanlığa göre, âdil bir hâkim olan Tanrı, her iyiliği mükafatlandırıp, hiçbir kötülüğü cezasız bırakmaz. Amellerin karşılığı, kısmen bu dünyada da görülmekle beraber, Allah bir çok durumda, faziletli insanları bu dünyada sıkıntı ve mahrumiyet içinde, azgınları da nimet ve refah içinde bırakır. Zira onun hesabı, insanlarınkinden farklıdır. İnsanlara göre uzun olan bir süre, O’nun indinde pek kısadır. Nihâî hesap ve karşılık ise ancak âhirette görülecektir.
Ölümden sonra ruh bedenden ayrılıp, dünyadaki çalışmasına göre ecrini alır;
En büyük günahları işleyenler ve gerçek inanca sahip olmayanlar ölümden sonra cehenneme giderler. Günahlarının ağırlığına göre orada üçlü
 
EğlenceBlog.Com 2010 Eğlence .
Bu sitedeki meteryaller diğer websitelerinden değerlenmiştir.